Neden İstanbul Üniversitesi?

Sanırım başlığı ilk okuduğunuz zaman, neden İstanbul Üniversitesi’ni tercih ettiğimi, neden İstanbul Üniversitesi’nde okuduğuma dair görüşlerimi paylaşacağımı düşündünüz. Ama öyle değil, keşke neden İstanbul Üniversitesi’ni tercih ettiğimi yazsaydım da, bunları yazmasaydım, daha doğrusu keşke bunları bana yazdıracak kadar kötü bir iş çıkarmasalardı…

Malum yine zorlu ve yorucu bir üniversite hazırlık aşaması, devamında Ygs ve Lys sınavları geride kaldı. Hayallerinin peşinden koşan binlerce aday için üniversite tercih dönemi başlamak üzere…

Bu süreçte, tıpkı 2012 yılında benim de yaptığım gibi adaylar, ya üniversiteleri ziyaret edecekler, ya da üniversitelerin resmi internet sayfasından gerekli bilgilere ulaşarak tercih listelerini hazırlayacaklar.

Birebir üniversiteleri ziyaret edecek adaylar çok şanslı, zamanında (İstanbul’da bulunmama rağmen) benim böyle bir imkanım olmamıştı. Ben de çoğu aday gibi İstanbul Üniversitesi’nin resmi internet sayfasında bulunan ‘İstanbul Üniversitesi Tercih 2012’ kılavuzunu inceleyerek tercih yapmıştım. Sanırım bu yıl da binlerce İstanbul Üniversitesi adayı, bu yöntemi kullanarak tercih listesini oluşturacak.

3 yıldır fırsat buldukça öğrencisi olduğum İstanbul Üniversitesi’nin resmi internet sayfasında gezinti yapıyorum. Üniversitemin akademik başarıları, rektörümüzün yaptığı açılışlar ve bürokrat ziyaretçileri, güncel duyurular, önemli haberler gibi gelişmelerin hepsini mümkün olduğunca okumaya çalışıyorum.

Her tercih döneminde olduğu gibi bu yıl da ana sayfada ‘’Aday Öğrenciler’’ başlıklı bir link yer alıyor.

‘‘Eee, burada sorun ne?’’ diyorsunuz değil mi?

Bence de buraya kadar sorun yoktur. Ama bundan sonrası büyük sorun!

‘‘Aday Öğrenciler’’ linkine tıkladığımızda karşımıza, tercih yapacak adayları üniversite hakkında bilgilendirme amaçlı veriler geliyor. Sorun şu ki, bu veriler ne kadar güncel ve ne kadar doğru?

Sayfada kısa süreli bir gezinti yapınca, benim tercih yaptığım 2012 yılından pek de bir farkını göremiyorum. İstanbul Üniversitesi 3 yıldır ya hiçbir başarı elde edemedi, taş üstüne bir tek taş koymadı, ya da elde edilen başarıların iletişimi yapılmadı.

Kas, iskelet sistemi hastalıklarıyla ortopedik ve nörolojik rehabilitasyonda çok faydalı olacağı söylenen ‘’Hidroterapi Havuzu’’ açılması, 2015 yılı TFF Futsal Ligi’nde İstanbul Üniversitesi’nin şampiyon olması, Spor Bilimleri Fakültesi ile Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi adıyla iki yeni fakülte kurulması gibi birçok başarı ve gelişmelere bakılacak olursa sorun, elde edilen bu başarıların iletişiminin yapılmadığıdır.

En bariz örnek…

İlgili sayfada ‘’Rektörden’’ başlığına tıkladığımızda rektör Sayın Yunus Söylet’in bir resmi ve resmin altında aday öğrencilere mesajı yer alıyor. Rektör, rektör ama eski rektör… İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimleri yakın zamanda yenilendi ve Cumhurbaşkanı tarafından, Prof. Dr. Mahmut Ak, 3 ay önce, İstanbul Üniversitesi’nin yeni rektörü olarak atandı. Buna rağmen hem mesajın başında Yunus Söylet’in resminin yer alması, hem de mesajın sonunda Rektör Yunus Söylet’in adının yazması, benim şu soruyu sormama neden oluyor:

‘’Yeni rektörümüz 3 ayda, aday öğrencilere yönelik yarım sayfa yeni bir mesaj yazamaz mıydı?’’

Sayfayı incelemeye devam ettiğimizde 3 yıldır İstanbul Üniversitesi’nde fakülte, yüksekokul, enstitü, yüksek lisans, doktora programları, profesör, doçent vs.. ait rakamların sabit olduğunu görüyoruz. Ama burada da bir sorun var çünkü, bu süre zarfında hem üniversite mensuplarına ait rakamlarda hem de fakülte, yüksek lisans ve doktora programlarına ait rakamlarda ciddi değişiklikler söz konusu oldu. En basitinden, üniversitemiz bünyesinde Spor Bilimleri Fakültesi ile Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi kurulması, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı’nda, Kurumsal İletişim, Reklamcılık ve Kişilerarası İletişim olmak üzere 3 yeni yüksek lisans programı açılması aklıma ilk gelen örneklerden birkaçı…

Bu arada eski rektörümüzün aday öğrencilere yönelik ‘’İstanbul Üniversitesi Tercih 2015’’mesajının, sondan ikinci paragrafında yer alan tarihler ve yazım yanlışlarına dikkatinizi çekmek istiyorum.

“İstanbul Üniversitesi Tercih 2014” etkinliklerini düzenlemekteki amacımız, öğrencilerin, Üniversitemiz hakkında gerekli tüm bilgileri öğretim üyelerinden edinmelerini sağlamak ve yükseköğretimlerinde kendileri için en doğru seçimleri yapabilmelerine katkıda bulunmaktır. İstanbul Üniversitesi Tercih 2014 günleri boyunca her fakültemizde danışabileceğiniz eğitimcilerimiz olacaktır. Ayrıca merkez yerleşkemizde de bir hafta süre ile bütün fakülte ve birimlerin katıldığı tercih danışma günleri olacaktır. Siz değerli öğrenci adaylarımıza önerim İstanbul Üniversitesi Tercih 2014 etkinliklerini yakınadan takip etmeniz. İstanbul Üniversitesi Kurumsal İnternet sayfasından ve sosyal medyadan sizlerle paylaştığımız bilgileri değerlendirin. Bu süreçte siz, alileleriniz, öğretmenleriniz ve biz İstanbul Üniversitesi olarak hep birlikte çalışacak siz değerli öğrenci adaylarımız için doğru tercih yapmanız için destek olacağız.

Resmi Gazete'de yayımlanan 7723 sayılı Kararname ile İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Spor Bilimleri Fakültesi'ne, Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu da Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi'ne dönüştürüldü. Ama ‘’İÜ’de Eğitim’’ başlığına tıkladığınızda ‘’Yüksekokullar’’ bölümünde, hala Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ile Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu yer almakla birlikte, ‘’Fakülteler’’ kısmında ise ne Spor Bilimleri Fakültesi’ne ne de Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’ne yer verilmediğini görüyoruz.

Ve daha bir sürü çelişki… Dileyen okurlarımın ilgili sayfayı bizzat incelemeleri için ‘’İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TERCİH 2015’’ sayfasına ait bağlantı linki http://iutercih.istanbul.edu.tr/

Sevgili okurlar;

Benim bu yazıyı yazma tarihim 29.06.2015’tir. 30.06.2015 tarihinde, yani bugün yazımı paylaşmadan önce son kez ilgili sayfayı kontrol etmek istedim. Bir de ne göreyim! Sayfa güncellenmiş! Eski rektör Prof. Dr. Yunus Söylet’in resmi yerine yeni rektör Prof. Dr. Mahmut Ak’ın resmi yerleştirilmiş, isimler ve tarihler yer değiştirmiş, fakülte ve yüksekokullar ile ilgili rakamlar güncellenmiş. Bir an için sevindim. Ama o da ne, rektörün mesajı yıllardır kullanılan aynı mesaj! Hayır bir iş yapıyorsunuz bari tam yapın. Buyurun sizde bakın;

“İstanbul Üniversitesi Tercih ve Tanıtım Günleri 2015” etkinliklerini düzenlemekteki amacımız, öğrencilerin, Üniversitemiz hakkında gerekli tüm bilgileri öğretim üyelerinden edinmelerini sağlamak ve yükseköğretimlerinde kendileri için en doğru seçimleri yapabilmelerine katkıda bulunmaktır. İstanbul Üniversitesi Tercih ve Tanıtım Günleri 2015 günleri boyunca her fakültemizde danışabileceğiniz eğitimcilerimiz olacaktır. Ayrıca merkez yerleşkemizde de bir hafta süre ile bütün fakülte ve birimlerin katıldığı tercih danışma günleri olacaktır. Siz değerli öğrenci adaylarımıza önerim İstanbul Üniversitesi Tercih ve Tanıtım Günleri 2015 etkinliklerini yakınadan takip etmeniz. İstanbul Üniversitesi Kurumsal İnternet sayfasından ve sosyal medyadan sizlerle paylaştığımız bilgileri değerlendirin. Bu süreçte siz, alileleriniz, öğretmenleriniz ve biz İstanbul Üniversitesi olarak hep birlikte çalışacak siz değerli öğrenci adaylarımız için doğru tercih yapmanız için destek olacağız.

BU İŞ BÖYLE YAPILMAZ!!!

Şu ana kadar yazdıklarımın ise elbet bir amacı var. Gelecekte ‘Kurumsal İletişim Uzmanı’ olmak gibi bir hayalin peşinden koşarken okurlarımın, özellikle akademisyen okurlarımın ‘Kurumsallaşma ve Kurumsal İletişim’ alanına yönelik dikkatini çekmek istiyorum.

Yakın zamanda İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı’nda, Kurumsal İletişim tezli yüksek lisans programının açıldığı haberi, beni ne kadar çok sevindirdi ise de, kendisini ‘’Türkiye’nin en köklü öğretim kurumu’’ olarak tanımlayan üniversitemin, en az 3 yıldır ‘‘kes-kopyala-yapıştır’’ mantığıyla yürütülen iletişim faaliyetlerinin hala devam ediyor olması da beni bir o kadar üzüyor. Ve burada şu cümleyi kuruyorum:

‘’Eğer Türkiye’nin en köklü öğretim kurumunun kurumsal iletişim faaliyetleri böyle ise, bu eğitim kurumunun yetiştirdiği insan kaynağının çalıştığı kurumların vay haline!’’

Ve soruyum,

Neden İstanbul Üniversitesi?

Tabi ki bu sayfanın yıllardır ‘’kes-kopyala-yapıştır’’ mantığıyla adaylara sunulmasından, doğrudan akademik personeli sorumlu tutamayız. Ama bu hatanın fark edilmesini ve devamında düzeltilmesini sağlayabilmek adına, güzel üniversitemin başta akademik personeline ve öğrencilerine büyük iş düşüyor. Umarım bu alanda az da olsa bir farkındalık yaratabilirim.

Son olarak, hali hazırda öğrencisi olduğum bir üniversite hakkındaki bu yazımı, doğru veya yanlış bulan okurlarım olabilir.

Ama ben doğruyu veya yanlışı değil, gerçeği yazdım, yazmaya da devam edeceğim…

Yasin SEVER